Anadolu'da bulunan yabancı subayların tutuklanması kararı

Efendiler, yabancıların İstanbul'da saldırılarını artırarak nâzır veya milletvekillerinden bazılarını tutuklamaları ihtimaline karşı, Anadolu'da bulunan yabancı subayların tutuklanmalarına karar verdim.
Bu kararımı ve buna göre tedbirler alınması gereğini, 22 Ocak 1920 tarihinde, Ankara, Konya, Sivas ve Erzurum'daki kolordu komutanlarına «kişiye özel» olarak şifre ile emrettim (Belge: 226).
Efendiler, milletvekillerine yazdığım telgrafa, Vasıf, Rauf, Bekir Sami Beyler'in ortak imzasıyla cevap geldi. Bu cevapta: Meclis resmî olarak çalışmalara başlayınca, söz konusu mesele dolayısıyla kabine çekilecektir.
O zamana kadar durumun emniyeti bakımından kabinenin işbaşında kalması gerekir. Siz, bir teşebbüste bulunmayınız ve müdahale etmeyiniz. Emirlerinizi bize bildiriniz. Görüşlerinizin her makam önünde gereği gibi savunulacağına güveniniz» denilmekteydi (Belge: 227).
Ben, ne Hükûmet'e ne de Meclis'e bir şey yazmamaya karar vermiş ve işi artık sayın milletvekili arkadaşlarımıza bırakmıştım (Belge: 228).
Efendiler, İstanbul'daki şahısların hareketlerini hangi tavsiyelere göre ayarladıklarını belirtebilmek için şu kısa bilgiyi arz edeyim:
Filân siyasî temsilci, çok namuslu ve doğru sözlü ve Türk dostuymuş. Bu zat, çok içten ve dokunaklı bir dille demiş ki, «eğer Harbiye Nâzırı ile Cevat Paşa çekilmeseydiler. Harbiye Nezareti işgal edilecektir Kuva-yı Milliye'nin gösterdiği suskunluk ve kararlı tutum, bazılarını çıldırtıyor.
Fakat acele etmeyin, ezilirsiniz. Bana güvenin. Hakaret varsa yapanlar utansın. Belki daha başka delilikler olacaktır. Fakat siz, sakın delilik etmeyin.»
İstanbul'daki şahıslar, «biz bu sözlerin samimiyetle söylendiğinden şüphe etmiyoruz» diyorlardı (Belge: 229).